Yeni bir araştırma, kritik gelişme döneminde, beyin hala olgunlaşmayı sürdürürken, 18 ila 26 arası yaş grubundan kişilerin ekonomik ve sosyal güçlüklerle karşı karşıya kaldığını söylüyor. Bu nedenle, bu yaşlardaki genç erişkinler ayrı bir grup olarak görülmeli.

ABD, Tıp Enstitüsü ve Ulusal Araştırma Konseyi’nden yeni bir rapor, 18 ila 26 yaş arası genç erişkinlerin ayrı bir grup olarak görülmesi gerektiğini, çünkü başarı ya da başarısızlıklar yaşamlarının gidişatını değiştirirken, bu yaş grubu bireylerin gelişmenin kritik bir döneminde olduğunu söylüyor. Raporu yazan komite, genç erişkinlerin beyin ve davranışlarının 20’li yaşlarda olgunlaşmayı sürdürdüğünü; bu bireylerin, bağımsızlığın kazanılmasında, kendilerinden önceki kuşakların yaptığından daha başarılı olmada, daha büyük güçlüklerle karşı karşıya olduğunu; erişkinliğe giden yolların uzadığını; üstelik, şaşırtıcı bir şekilde bu durumun sağlıksız olduğunu belirtiyor. Raporda, günümüz gençliğinin gereksinimlerine ve içinde bulundukları duruma, gelişmiş bir anlayış ve reaksiyon gösterilmesi için de çağrı yapılıyor.

Komite Başkanı; Harrison Vakfı’nda tıp ve hukuk profesörü; Virginia Üniversitesi, Hukuk, Psikiyatri ve Kamu Politikaları Enstitüsü yöneticisi Richard J. Bonnie, “Erken çocukluk döneminin yaygın olarak, gelişmenin kritik bir penceresi olarak görüldüğünü söylüyor. Bonnie’ye göre, ergenler 18 yaşa geldiğinde, gelişme aniden bitmiyor; beyinleri hala olgunlaşmayı sürdürüyor. Ayrıca, bu kritik dönemde, genç erişkinler başarısızlıkları için daha az hoşgörü getiren, büyük güçlüklerle karşı karşıya. Aslında, ayak uyduramayan genç yetişkinler, düzeyi yakalamak için daha zorlu zamanlar geçirecek.

Biyolojik ve psikolojik olarak, genç erişkinlik bir değişim ve olgunlaşma dönemi. Daha büyük erişkinlerle karşılaştırıldığında, genç erişkinler, kısa dönemli ödüllendirmeyi tercih etme ve akranlarını onaylama tepkisi verme gibi ergen eğilimlerine sahip. Ergenlerle karşılaştırıldığında da, genç erişkinler belirli bir eyleme karar vermeden önce, zorlu sorunları dikkate almak üzere çok daha uzun zaman harcıyor; ayrıca daha iyi dürtü kontrolüne sahip.

Bunlara ek olarak, günümüzün genç erişkinlerinin çoğu, erişkin rollerine başarılı geçiş yapmada zorluklarla yüzleşiyor. Ekonominin yeniden yapılandırılması, yaygınlaşan eşitsizlik, nüfus değişimindeki artış ve teknolojideki ilerlemeler gibi güçlü ekonomik ve sosyal etkiler; tehlike ve fırsat görünümünü değiştirdi. Önceki nesillerde, çoğu genç erişkinin yaşam yolu öngörülebilirdi: Liseden mezun olmak, üniversiteye girmek ya da iş yaşamına atılmak, evden ayrılmak, bir eş bulmak ve aile olmaya başlamak gibi… Günümüzün yaşam yolları sıklıkla daha az öngörülüyor; üstelik artan okul maliyetleri; üniversite eğitimi borç yükü, ilk işe giriş düzeylerindeki dengesizlik; bağımsız yaşamanın yüksek maliyeti gibi nedenler de süreyi uzatıyor. Yaşları 16 – 24 arasındaki gençlerin, tahminen yüzde 17’si ne okula gidiyor ne de çalışıyor. Boşta olan bu genç erişkinlerin çoğu yalnızca işşiz değil, aynı zamanda, lise ve altı eğitim alanlar daha düşük ücretler ve daha az faydaya gösterdikleri tepki yüzünden, tamamen işgücünün dışına düştü.

Dahası, eşitsizlik, genç erişkinlikte büyültülmüş olabilir. Bakıcısız büyüyenler ya da düşük gelirli göçmen bir ailede doğanlar gibi ötekileştirilen genç erişkinlerin, erişkinliğe başarılı bir geçiş yapması daha az olası. Lisans mezunlarıyla lise diplomalı olanlar arasındaki kazanç uçurumu, 1980’lerden beri kabaca iki kat büyüdü.

Erişkinliğe geçiş sağlıkta da kritik bir dönem; komite, genç erişkinler arasındaki baskın örüntünün sağlığı zayıflattığını buldu. Genç yetişkinlerin 20’li yaşlarının başı ve ortaları, ergen yaşı gibi. Kahvaltı, spor yapma; düzenli fiziksel ya da ağız-diş sağlık kontrolü yaptırmaları daha az olasıyken; “fast food” tüketme, cinsellikle bulaşan hastalık kapma, sigara içme, aşırı alkol alma ya da uyuşturucu kullanmaları daha fazla olası. Günümüzün genç yetişkinleri obezite salgınında ön planda ve gelecek yıllarda obeziteyle ilişkil sağlık sorunlarına çok daha yatkın. Hızlı teknolojik değişiklikler, ekonomik güçlükler ve erişkinliğe geçişin uzaması, hareketsizlik alışkanlıklarını ve stresi arttırarak genç yetişkinlerin sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor gibi görünüyor. Komiteye göre, genç yetişkinler arasında, ruh sağlığı da endişe nedeni. Madde kullanımıyla birlikte, ABD’deki genç erişkinler arasında ruh sağlığı bozuklukları yetersizliğin en büyük kaynağı.

Komite’ye göre, tüm genç erişkinlerin, özellikle de aşırı zorluklar altında yaşama riski olanların gereksinim duyduğu eğitimsel, ekonomik, sosyal daha çok destek sağlanması fırsat eşitliğini teşvik edebilir ve eşitsizliği azaltabilir; onların sağlıklı çalışan, aile bireyi ya da yurttaş gibi yetişkin rollerini kucaklamalarına olanak verebilir. Günümüz genç erişkinlerin sağlıklı ve iyi yaşamasına odaklanmak, 65 ve üstü yaş çalışan nüfusundaki hızlı artış oranı yüzünden de özellikle önemli.

Komite, genç erişkinlerin gereksinimlerini karşılayacak politika ve programların geliştirilmesi için kamu ve özel sektöre çağrı yaptı ve özellikle eğitim olanaklarının gereksinime yönelik gözden geçirilmesi ve kurumlararası işbirliği gibi önerilerde bulundu.

Tıp Enstitüsü Başkanı Victor Dzau, “Gençlerin gelecek olduğu sıklıkla söylenir, ama hızla değişen dünya gençlerin erişkinliğe geçişini daha da zorlaştırıyor.” diyor. Dzau’ya göre, gençler sıklıkla hakettikleri ilgiyi görmüyor; bu nedenle rapor, genç erişkinlerin yaşamını iyileştirecek program ve politikaların geliştirilmesinde ve çoğaltılmasında politikacılara, işverenlere ve öteki topluluk liderlerine katkı yapabilir.

Çalışma, ABD Sağlık Bakanlığı da dahil pek çok kurum tarafından finanse edildi.

KAYNAK