“Digital Comput” sözcüğü bugün gelişmiş elektronik gereçler için kullanılıyor. Oysa anlamı çok daha basit: parmak hesabı demek. Çünkü hesap yapmanın geçmişinde sayıları teker teker parmakla saymak var.

Bugün kullandığımız onluk sayı sisteminin temeli de aslında 10 parmağımız olmasına dayanıyor. Bu oldukça güzel, kolaylıklar sağlayan bir sistem. Birçok yerde hesap yaparken on ve onun katlarına dayanan sistemler kullanıyoruz. Buna karşın onluk sisteme pek de uymuyormuş gibi görünen şeyler de var. Sözgelimi bir yıl 365, bir ay 30 gün. Bir daire 360 derecelik açıya sahip. Bunu nedeniyse bu tür hesaplamaların çok daha eskiye, Sümer uygarlığına dayanması. Sümerliler bugün kullandığımız onluk sistem yerine altmışlık sayı sistemini kullanıyorlardı. Bir yılı 360 gün, bir daireyi 360 derece olarak hesaplamışlardı. Bunu yaparken kullandıkları yine parmak hesabıydı.

Bugün bizim kullandığımız onluk sayma sistemi Eski Roma uygarlığı döneminden kalma. Bunun kökeninde iki elimizdeki parmakları teker teker saymak var. Eski Sümerliler de parmak hesabı yapıyorlardı ama ellerindeki parmak boğumlarını sayıyorlardı.

Her parmakta üç boğum (ya da eklem) var. Başparmağın boğumları dışarıda bırakıldığında (çünkü işlemi yapan bu parmak), geri kalan dört parmağı kullanarak 1’den 12’ye kadar saymak mümkün oluyor. Bunun için başparmağı o elin dört parmağının boğumlarına ardı ardına değdirmek yeter. Sağ elde dört parmağın her birine başparmakla ard ardına dokunarak 1’den 12’ye kadar sayılıyor. Bu elde 12’ye ulaşılınca sol eldeki serçe parmağı katlanıyor. Sonra ilk ele dönülüyor ve tekniği yineleyerek 13’ten 24’e kadar saymaya devam ediliyor. Ardından 24 sayısına ulaşılınca sol yüzük parmağı katlanıyor. Bu işlem bütün parmaklarla tamamlanınca 60’a ulaşılıyor. Altmış sayısı ayrıca 2, 3, 4, 5, 6, 10, 12,1 5, 20 ve 30’a bölünebiliyor olduğu için matematikçilere büyük kolaylıklar sağlıyor. Hesap yapmayı yeni yeni keşfeden Mezopotamyalılar bu nedenle altmışlık sayı sisteminin kolaylıklarından yararlanmışlar.

Altmışlık sistem eski çağlarda gemicilere yol bulmada, gökbilimcilere yıldızları gözlemlemede büyük kolaylıklar sağlamış. Onların kullandığı yöntemleri, temelde bugün kullanmayı sürdürüyoruz. Bir günün 24 saat olması, saatin 60 dakika, dakikanın 60 saniye olması o günlerden bize kalan bir miras.