Kadınların bilime, teknolojiye, mühendisliğe ve matematiğe katılımı, 14 Ekim’de Ada Lovelace Günü adıyla kutlanıyor. Günümüzde bilimin çeşitli alanlarında son derece başarılı kadın araştırmacıların bir zamanlar bilimle uğraşmasına ya da yayınlar yapmasına pek hoş gözle bakılmıyordu. Erkeklerin dünyasında bilim ve teknolojiye başarıyla katkıda bulunan ilk kadınlardan biriydi Ada Lovelace. Gelin onun öyküsünü birlikte hatırlayalım…
Makinelerle hesap yapma, bu hesaplarla karmaşık işleri kolaylaştırma düşüncesi insanoğlunun kafasını yüzyılalrdır kurcalıyor aslında. Buna katkıda bulunanların başında yer alan kişilerden biri bir kadın, hem de asilzade bir kadındı. Ünlü şair Lord Byron’un ve Anne Isabelle Milbanke kızı olan Ada Augusta Byron, Londra’da 1815 yılında dünyaya geldi. Anne babası, Ada’nın doğumundan yalnızca birkaç hafta sonra ayrıldılar ve babası İngiltere’yi bir daha dönememek üzere terketti. Ada babasını hiç tanımadan büyüdü. Önce özel öğretmenlerden ders aldı. İlerleyen yıllarda kendi kendini eğitti. Yaşamı duygular ve gerçeklik, öznellik ve nesnellik, şiir ve matematik, hastalıklar ve sağlıklı enerjik günler arasında gidip gelerek geçiyordu. Annesi, ünlü bir şair olan babasının yaptığı hataları yinelememesi amacıyla onu şiirden uzak tutmaya çalıştı. Ada daha çok müzik ve matematikle uğraştı. Bilimsel yanı özellikle matematiksel zekası çok keskindi. 1828 de, henüz 13 yaşındayken uçan bir makine tasarladı ve hesapladı. Matematik onun yaşamına kanatlar takıyor gibiydi.
Matematik ve bilimle uğraştığı yaşamının dönüm noktası 1833 yılı oldu. Londra’da tanıştığı entellektüel bir grup, bilimin birçok alanıyla ilgileniyor, farklı konularda uzmanlaşıyordu. On yedi yaşındayken tanıştığı Charles Babbage onlardan biriydi. Babbage, Cambridge Üniversitesi’nde matematik profesörüydü. Hesap yapmaya yarayan bir makine tasarlamıştı ve bu makineyi geliştiriyordu. Her ikisi de dostluklarını mektuplarla pekiştirdiler, düşüncelerini paylaşarak işbirliği içine girdiler. Çok bol yazıştılar, konuları matematik, mantık ve çeşitli ilgi alanlarıydı.
Babbage, 1834 te, üzerinde çalıştığı ilk makine bitmemiş olmasına rağmen yeni bir hesap makinesi tasarladı. Buna “Analitik makine” adını veriyordu. Kendisine mali destek sağlayan sponsorları, önceki bitmeden yeni makine için daha fazla para aktarmayı istemiyorlardı. Buna karşın bilimci çalışmalarını sürdürdü. 1842 de bir İtalyan matematikçi, Fransızca olarak makine hakkında bir inceleme yayımladı. Babbage, Ada’yı tercümanı olarak seçti. 2 yıl uğraştığı bu tercüme ona konu hakkında görüşler kazandırdı.
Aletin planlarını Babbage kadar anlıyordu ama yapabileceklerini daha iyi kestiriyordu. Her fonksiyonu çözebileceği kanısındaydı. Genel olarak bilime, özelde de Babbage ve çalışmalarına büyük katkısı oldu. Babbage’ın aleti için geliştirdiği kodlarla dünyanın ilk bilgisayar programcısı olma unvanını hak etti. Bugün hâlâ, bilgisayarların gelişme sürecinde öncü olmasının yanında, ilk bilgisayar programını hazırlayan kişi olarak anılıyor. Günümüzde onun adının verildiği “ADA” adlı bir bilgisayar programlama dili bulunuyor. Bu programlama dilinin kökeninde Ada Lovelace’ın Charles Babbage’ın makinesi için yazdığı programlama dili var. Bilim adamları bu programı temel alıp geliştirdikleri ve günümüze uyarladıkları bu programa ilk programcının adını vermişler.
Ada, 1835 yılında William King adlı bir soyluyla evlenmiş ve Lovelace kontesi unvanını almıştı. Bu evliliğinden üç çocuğu oldu. Bununla birlikte içindeki bilim aşkı sönmedi ve çalışmalarına devam etti. 1852 yılında, henüz 37 yaşındayken kanser yüzünden yaşama gözlerini yumdu. Birçok biliminsanının görüşü Kontes Ada Byron Lovelace’ın, 1940’larda veya günümüzde yaşasaydı, mutlaka önemli başarılara imza atacağı yönünde.