Sanatçı Bartholomäus Traubeck, ağaç halkalarından kesitleri çalabilecek özel bir plak üretti. Ağaçların sesini de “Years” adını verdiği bir albümde topladı:

“Ormanda bir ağaç devrilse, etrafta da kimsecikler olmasa, düşen ağaç ses çıkarır mı?”

Felsefeci George Berkeley, “İnsan Bilgisinin İlkeleri Üstüne” (“A Treatise Concerning the Principles of Human Knowledge”) adlı risalesinde maddenin zihinden bağımsız olamayacağını ele alıyor. Algılayan biri olmadan da duyu nesneleri var mıdır?” diye soruyor. Bu soru, Berkeley’nin eserinde kendini yukarıdaki soru ile gösteriyor: Düşen bir ağacın sesini orada değilsek nasıl duyacağız? Algılarımız olmadan deneyimleyebileceğim nasıl bir gerçeklik mevcut? Peki ya her olguyu algılayabilir miyiz?

Avustralyalı sanatçı Bartholomäus Traubeck ise bir anlamda bu sorulara bir yanıt sağlıyor. Düşmüş ağaçların sesini, nasıl balinaların seslerini “transpoze” ederek duyabiliyorsak, nasıl güneşin sesini işitebiliyorsak veya pi’nin melodisini dinlediğimiz gibi bir tür çeviri yoluyla dinleyebiliyoruz.

Traubeck’in kullandığı çeviri yöntemi ise farklı bir tür pikap sayesinde: Önce bir plak biçiminde kesit aldığı ağacı, hareket ve renk seçebilen Playstation Eye Camera‘nın karşısına yerleştiriyor. Bir kademe motoruna bağlı kol, ağaç kesitini çevirirken, kamera halkanın hareketlerini takip ediyor. Kamera’dan elde edilen veri, Ableton Live isimli dijital ses işleme birimine aktarılıyor. Ableton Live da halkaları bir piyano müziğine çeviriyor.

Meşe, Akçaağaç, Ceviz, Kayın, Dişbudak gibi Avusturya’nın yedi ağacının sesini “Years” (Yıllar) adlı bir albümde toplamış Traubeck. Bilindiği üzere bir pikabın izleri gibi, ağaçlarda da ömürlerinin çeşitli aşamalarını belirleyen, hatta tarihe de tanıklık eden halkalar olur. Bu halkalar, ağacın her kabuk oluşturduğu dönemlerde belirir. Bu halkalardan zaman içerisinde iklim gibi çevresel etkenlerin değişimini de okumak, tarihe ışık tutmak mümkün. Bu yönteme de dendrokronoloji adı veriliyor. Haliyle Traubeck’in albümünün adının da “Yıllar” olması çok şaşırtıcı değil.

Ağaçlarda biriken yılların izleri, hele de Dişbudak ağacı halkaları, bazı dinleyicilere göre “tüyler ürpertici” bir müziğe dönüşüyor. Yılları da zihinde demek ki böyle algılanıyor; bizzat deneyimlemediğimiz olgular ve yaşamlar yine zihnimizde bir yabancı karşılaşmaya çevriliyor.

İşte, ağaç halkalarından yılların izlerinin müziği, peki ya sizce nasıl?

Kaynaklar:

http://themindunleashed.org/2014/05/sounds-like-put-tree-rings-record-player.html
http://www.livescience.com/33673-tree-rings-sound-record-player.html
http://bugunkukonumuz.blogspot.com.tr/2012/08/berkeley-insan-bilgisinin-ilkeleri.html