Finlandiya açıklarındaki bir batıkta 2010’da, hiç açılmamış bira şişeleri bulundu. Hala içilebilir durumda olan biraların içindeki bakteriler de hala yaşıyordu. Bilimcilerin yeniden üretmek üzere dikkatle incelediği bira şimdilerde bölgesel olarak satılır hale geldi.
GÖRSEL: Stallhagen
2010’a geri dönersek, Finlandiya açıklarındaki Aland Adalarına yakın bir batık yelkenlide, beş şişe bira ve 168 şişe şampanya bulunmuştu. Batık yelkenlinin ve hala içilebilir olduğu keşfedilen eski bira şişelerinin 1842’den beri orada olduğuna inanılıyor.
Şimdilerde, Stallhagen denen bir bira şirketinin çalışanları, Aland Adaları’nda bulunanların içerdiği bakterileri inceleyerek, bu eski biranın nasıl yeniden üretilebileceğini çözdü. Bira üreticileri farklı maya kültürlerini deneyerek birayı tatlandırabiliyor. Araştırmacı Tim Sandle’in, Digital Dergi’de söylediğine göre, yeni tat profillerinin yaratıldığı süreç şekeri alkole dönüştüren mayalarda dinlendirme yöntemiyle oluşturuldu. Sandle, “Bu süreçte belirli bakteriler de rol oynayabilir ve mayayla birlikte farklı bakterilerin birleşimi biranın tadını, kokusunu ve yapısını etkileyebilir.” diyor.
Finlandiya VTT Teknik Araştırma Merkezi ile Belçika’daki KU Leuven Bira Teknolojisi Araştırma Grubu araştırmacılarından oluşan bir ekiple işbirliği yapan bira şirketi çalışanları batıkta bulunan bira şişelerinden, 172 yaşındaki laktik asit bakterilerini yalıtmayı başardı. İnanması zor olabilir, ama bakteriler hala yaşıyor. Araştırma ekibi, yüzeyden 50 metre derindeki ve neredeyse ışığın hiç ulaşmadığı soğuk deniz suyunun yelkenliyi kusursuz bir saklama birimine dönüştürdüğünü düşünüyor.
Biranın kimyasal yapısının incelenmesinden birkaç yıl sonra, araştırma ekibi biranın aynısını başarıyla yeniden ürettiklerini duyurdu.
Bira yapım ustası Gaynor Selby’nin ünlü İngiliz gazetesi The Guardian’a şişelerdeki mikroorganizmalara dayanarak, 19. yüzyıl bira üreticilerinin birada kullandıkları maya ve bakteri türlerini anlamayı başardıklarını; bu bilgininin de biranın kökenin Belçika’ya kadar uzandığının anlaşılmasını sağladığını söyledi.
Bakterilerin o koşullarda nasıl yaşadığı çok açık değil; yine de bazıları -12 santigrat derecede yaşarken bazılarının 122 santigrat derecede yaşabildikleri dikkate alınırsa, bakterilerin bunu nasıl yapabildiklerine şaşıracak pek de fazla bir şey yok. Sandle’a göre Aland batığının bakterilerinin, şimdiye dek birada bulunmuş en eski sporsuz bakteriler olduğu söylenebilir.
Bira gelecek yıl pazara sürülecek, ama araştırmacıların işi bitmiş değil: Şimdilerde bu kadar uzun süre nasıl yaşadıklarını ve tam olarak ne türde olduklarını anlamak üzere, bakterilerin tam bir genetik incelemesini yapmaya uğraşıyorlar.
Satışa çıktığı ülkelerde 172 yaşındaki bu birayı insanların deneyip denemeyeceğini elbette bilemeyiz. Ama, onu bugünlere getiren batık bira keşfinin macerasını merak edecek kadar belgesel izlemeyi seviyorsanız, aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.