Bilimciler kahverengi yağı aktive ederek pantolonlarımızın üstünden çıkan ve “kek üstü”, “simit”, “aşk tutamakları” gibi isimlerle de anılan belimizdeki yağlı bölgeleri eritmenin bir yolunu buldular.
Mekik çekerek karın bölgenizi şekillendirebilirsiniz ancak bel bölgesindeki yağlardan kurtulmak biraz daha zordur. Ancak bilimciler artık simit şekline dönmeden önce beyaz yağı kahverengiye dönüştürecek bir yol bulduklarına inanıyorlar.
Genellikle beyaz hücreler simit ve yağlı bölgelerin oluşmasından sorumluyken, kahverengi yağ hücreleri fazla enerjiyi ısıya dönüştürür. Bonn Üniversitesi’nden araştırıcılar, beyaz hücrelerin kahverengiymiş gibi davranarak sahip oldukları potansiyel enerjiyi salabilmeleri için yeni bir yol keşfettiler: Eğer kahverengi yağ hücreleri aktive edilebilir veya beyaz yağ hücreleri kahverengilere dönüştürülebilirse, yağın oluşumu da bu şekilde engellenmiş olacaktır.
Fareler üzerinde yapılan deneyler sonucunda, stres durumlarında salınan ve kahverengi yağ hücrelerini aktive ettiği bilinen adenozin molekülü için yeni bir sinyal yolu keşfedildi. Araştırıcılar adenozinin kahverengi yağ hücrelerinde reseptörü olan A2A’ya bağlanması ile yağ yakılmasının belirgin şekilde uyarılacağını iddia ediyorlar. Ayrıca araştırılar adenozinin kahverengileştirme olarak adlandırılan beyaz yağ hücrelerini kahverengi yağ hücrelerine dönüştürebilme olasılığını da keşfetmiş durumdalar.
Beyaz yağ hücreleri, A2A reseptörüne sahip olmadıkları için adenozinle fazla yağı yakmak üzere harekete geçemiyorlar. Bu nedenle, araştırıcılar farelerde kahverengi yağ hücrelerinde bulunan A2A reseptör genini beyaz yağ hücrelerine taşımışlar. Sonuç olarak da A2A reseptörü taşıyan beyaz yağ hücreleri kahverengiye dönüşerel enerji yakmaya başlamış.
Çalışmaların sonucu farelerde adenozin-A2A sinyalinin kahverengi yağın aktive edilmesinde önemli bir rol oynadığı ve farelerin diyet sonucu obeziteden koruduğunu göstermiş.
Bu çalışmaların sonucu çok büyük olasılıkla yeni obezite terapilerinin oluşturulmasına yol açacak. Ancak yapılması gereken birçok araştırma ve klinik deney de halen mevcut.
Çalışmanın sonuçları Nature dergisinde yayınlandı.