Gözünüz kayıyor değil mi? Diyettesiniz; bir brokoliye bakıyorsunuz, bir de pasta böreğe. Alışveriştesiniz; fasulye, mercimek alacakken sinsi fısıltılarla sesleniyor size kalori bombaları. Restoran menüsünde salataya derin bir ilgisizlikle bakarken, dönerin soslu, yağlı cazibesi gözünüzü döndürüyor. Dert etmeyin, çözüm var.

Boston’da, Jean Mayer’in başını çektiği araştırmacılar, beslenme ve diyabet üzerine bir bilimsel dergi’de, erişkin erkeklerde ve kadınlar üzerinde beyin taramaları gerçekleştirdiler. Bu sırada sağlıksız yemeklerin bağımlılık yapan gücünden kurtulmanın, sağlıklı yemekleri tercihi tercih etmenin olanağını gördüler.

Broccoli Florets bxp159779h

İşin aslı patates kızartması, döner aşkı ile doğmuyoruz; aynı şekilde ıspanak nefreti ile de başlamıyoruz hayata. Bunlar zararlı bir yiyecek çevresi içerisinde, zamanla, yinelenen şartlanmalarla gerçekleşiyor. Tufts Üniversitesi’nden araştırmacılar da yeni bir kilo verme programı geliştirdiler. Amaçları beynin sağlıklı yemek tercih edecek şekilde beyni yeniden eğitme yöntemi bulmaktı. Araştırmaya 13 fazla kilolu ve obez erkek ile kadın katıldı. Bir de 5 kişiden oluşan, programdan yararlanmayan kontrol grubu oluşturdular. Her iki grubun da MRG ile beyin taraması yapıldı. Altı ay sonra, program bittiğinde, tekrar yapılan beyin taraması ile beynin ödül mekanizması merkezindeki öğrenme ve bağımlılık bölgeleri incelendi.

Altı ay sonra programa tabi grupta sağlıklı, düşük kalori yemeklere karşı duyarlık artmıştı; bu da sağlıklı yemeklerden alınan zevkin ve ödülün arttığını gösteriyordu. Dahası, sağlıksız, yüksek kalori besinlere duyarlık da azalmıştı.

Araştırmacılardan Sai Krupa Das, “Kilo verme programı özellikle insanların farklı yemeklere verdikleri tepkileri değiştirmek üzere tasarlandı. Çalışmalarımız katılımcılarda sürdürülebilir kilo kontrolü için elzem olan sağlıklı yemeklere arzu, sağlıksız yemekleri az tercih gösterdi. Bildiğimiz kadarı ile bu önemli değişim ilk kez kanıtlandı.” Makale yazarlarının hipotezlerine göre kilo verme programında davranış değişimi eğitimi ile lifçe zengin, düşük glisemik menü planlamasının etkisi var.

Dieting concept - beautiful belly and a fruit isolated on white

Massachussets Tam Teşekküllü Hastanesi’nden psikolog Dr. Thilo Deckersbach, “Gastrik bypas ameliyatı gibi cerrahi prosedürler de kişilerin yemekten aldığı zevki değiştiriyor; ancak bunlar genelde yemekten alınan keyfi düşürüyor, sağlıklı yemekleri daha çekici kılmıyor,” diyor. “Bizse cerrahi müdahele olmadan sağlıklı yemekleri tercihin mümkün olduğunu gösteriyoruz. MRG ise yemek uyarısına karşı beynin rolünü keşfetmekte önemli bir araç.

Araştırmacılar daha fazla çalışma konusu olduğunu, uzun erimli takip çalışmaları ile katılımcıları, beyinlerinde daha çok bölgenin incelenmesi gerektiğini söylüyorlar. Ancak bu kilo verme programının insanı cezbeden yiyecekleri değiştirebilmesinin çalışmalarını teşvik ettiğini söylüyorlar.

Kaynak: http://now.tufts.edu/news-releases/training-your-brain-prefer-healthy-foods

ARAŞTIRMADAKİ DİYETİN ÖZELLİKLERİ:
Kaynak:
http://www.nature.com/nutd/journal/v4/n9/full/nutd201426a.html

Diyetin amacı sürdürülebilir şekilde haftada 0.5- 1.0 kg kaybettirmekti. Enerji alımı günde 500-1000 kilo kaloriye düşürüldü. Düşürülen enerji alımını sürdürebilmek için açlık hissini azaltmaya, sağlıksız besin tüketimi ve ödül mekanizmasını değiştirmeye yönelindi. Kilo idaresi davranışınında uzman besin uzmanlarınca 24 haftalık kür boyunca, toplamda 19 defa, 60 dakikalık didaktik çalışma ve destek grubu seansları düzenlendi. Her grup ortalama 16 seans %84 katılım gösterdi. Dahası bireysel destek olarak besin uzmanları katılımcılara haftalık e-postalar gönderdi.

Öğretilen besin alışkanlıkları arasında porsiyon denetimi, yemek tarifi önerileri, araştırmacıların hazırladığı ipuçları yer alıyordu. Menülerde bileşik düşük glisemik indeksli karbonhidratlar, lif zengini besinler, yüksek proteinli bir idyet yer alıyordu. Böylece sindirim hızı düşürüldü, kan şekerindeki dalgalanmalar azaltıldı; teorik olarak açlığı düşürmesi beklenen şeyler yapıldı. Katılımcılar enerjinin %25’ini protein ve yağdan aldı; %50’sini düşük glisemik endeksli karbonhidratlardan aldı, günlük diyet lif oranı yaklaşık 40 gramdı. Kürün protein açısından hedefi kabul edilebilir değerlerin en yükseğiydi. Diyet lif hedefi de ABD önerilen değerlerinden yüksekti; ancak daha önce kardiometabolik risk unsurunu düşürmek için test edilen miktarlardaydı. Düşük glisemik indeks önerisi yakın zamance Cochrane’in gözden geçirdiği glisemik endeks civarındaydı, kilo kaybı için düşük glisemik endeksin yararlarını gösteriyordu; ancak davranışa müdahaleler glisemik endeks üzerinden değildi. Standart davranış değişimi unsurları, öğün planlanması, hedef belirlenmesi, motivasyon gibi enerji alımını düşürmeye yönelik davranış değişimlerini destekler nitelikteydi. Ayrıca programda yer alan diyet kompozisyonu, açlık düşürme, yemek aranma davranışlarını azaltmaya yönelik ek konular da davranış değişiminin parçası oldu. Menülere ek olarak, öğünleri ve atıştırmaları eşit zaman aralıklarına yerleştirme, akut açlık hissinden kurtulmak içinse istenildiği kadar yenilebilecek çok düşük kalorili belirli “serbest yemek” kullanımına dair bilgiler verildi.