Koklear implantlara* karşı ameliyatsız yeni bir alternatif işitme engellilerin daha önce hiç olmadığı kadar iyi duymalarına katkı yapabilir.
ABD’den araştırmacılar, işitme bozukluğu olan bireyler için kendi dillerinin titreşimi üzerinden sesleri ileten elektrikli ağızlık geliştirdi. Üstelik, bu aygıtın biyonik kulağa göre daha ucuz, daha az invaziv ve daha etkin olacağı da vadediliyor.
Aygıt, sesleri almak için Bluetooth özellikli kulaklık kullanıyor; sonra bu sesleri elektriksel uyarılara dönüştürüyor. Elektriksel uyarılar, elektrotları içeren bir tutucuya farklı bir titreşim örneği olarak iletiliyor. Kullanıcılar duymak için tutucuyu dilleriyle yukarı doğru itekliyor.
Bu yeni aygıt, koklear implantın ya da biyonik kulağın çalışma şekline çok benzer biçimde çalışıyor, ama ameliyat gerektirmiyor; oysa koklear implantlarla, hastanın elektrik uyarılarıyla işitme sinirini uyaran koklear’ına elektrotların yerleştirilmesi zorunlu. Bu yeni ağızlık, hastanın işitme sinirinin işlevsel olmasını da gerektirmiyor; yani, işitme engeli olan çok daha fazla sayıda birey için kullanışlı olabilecek.
Koklear implantı olan kişiler, işitme sinirinin ses bilgisi olarak aldığı elektriksel uyarıları sözcüklere dönüştürmeyi eğitimle öğreniyor. Araştırmanın sahipleri Colorado State Üniversitesinden makina mühendisi John Williams ve ekibi, aynı şeyi dilimizle yapabileceğimize inanıyor.
Dilimiz binlerce sinir içeriyor, ayrıca bunlardan gelen sinyalleri alan beyin bölgesinin aşırı karmaşık bilgiyi çözme yeteneğine sahip olduğu da kanıtlandı. Bu da, elbette kuramsal olarak, insanların dilleri üzerindeki titreşimleri sözcüklere çevirmenin de öğretilebileceği anlamına geliyor; ya da başka bir deyişle, etkin bir şekilde duyabilecekler.
Tutucuyu dilleriyle yukarı ittiklerinde kullanıcıların hissedecekleri şey yalnızca karıncalanma ya da titreşim. Ama beyinlerine, elektrik uyarılarının özel bir örüntüsünü alıştırmayı öğretebilirler ve sözcüklere çevirebilirler.
Colorado State Üniversitesinde Halkla İlişkiler ve İletişim Direktörü olan Mike Hooker, aşağıdaki videoda, bunun birine körler alfabesini öğretmekten farklı olduğunu açıklıyor; görme engellilerin titreşim hissetmediğini, daha sonra da çevirdikleri sözcüğün ne söylediği hakkında düşünmediklerini, gerçekte beyinlerinin bunu kendiliğinden yapmayı öğrendiğini açıklıyor. Onların ağızları duymayı cidden öğrenebilir.
Williams, bu sinyalleri kendiliğinden yorumlamak üzere beyninize öğretmek için, ağızlığı dışarıdan görünmeyecek bir şekilde, en az iki-üç hafta (belki üç aya kadar) takmak gerektiğine inanıyor.
Araştırma ekibi, şimdilerde, dilin üzerindeki alıcıların haritasını çıkarmak ve aygıt üzerinde en iyi çalışacak elektrot örüntüsünü saptamak üzere sinirbilimcilerle birlikte çalışıyor. Bu çalışma bilimcilere insan diliyle ilgili önemli bilgiler kazandıracak; eğer bütün diller elektronik uyarıları aynı bölgede algılıyorsa, standart bir aygıt geliştirilmesini sağlayacak. Aksi halde, her kullanıcıya uygun bir aygıtın geliştirilmesi gerekebilir. Bu da aygıtın üretimini daha pahalı yapabilir.
Aygıtın kullanıma sunulması ne yazık ki biraz zaman alacak; ama prototipleri yapmaya ve sınamaya başlayan araştırmacılar, her şey yolunda giderse, gereksinim duyanlara yeni bir işitme yöntemiyle ses dünyasının kapılarını açmayı hedefliyor.
GÖRSELLER ve VİDEO: Colorado State University