Geleceğin iş dünyası kendi koşullarını şimdiden kendi bileşenleriyle şekillendirmeye başladı: Sosyal Ağlar, Büyük veri ve Yeni “Binyılın” işgücü bir araya gelerek, kimilerine göre, kurumları karmaşaya götüren yeni bir akım oluşturdu. Peki bu akım “iş dünyasını” nasıl etkiledi, en çok kimler değişmek zorunda?
Günümüzün iş yapış biçimi, geçmişe göre çok farklı! Beş akım bir araya gelerek bütün sektörlerin iş yapma biçimlerinin, bir anlamda, “bozulmasına” yol açtı. Bu beş akım içinde var ki üçü var ki, diğerlerine göre CIO’ları “kabul et yada yok ol” gibi uç iki seçenekle yüzyüze bıkraktı. Hangileri mi? Sosyal Ağlar, Büyük veri ve Yeni “Binyılın” işgücü!
Google Mühendislik direktörü, Ray Kurzweil’a göre değişim ve büyüme logaritmik hızla ve artık teknolojinin ötesine geçmiş bir şekilde değişiyor; yeni tür iş yapma biçimleri değişim ve büyümeyi tetikliyor.
Çalışanlar ve işletmeler bu yüksek hızlı ve hacimli değişimi yakalamaya çalışıyorken, CIO’ların da yerlerini korumak, değişime uydurmak için 5 akımı anlamaları gerekiyor:
1- Yeni Davranış Biçimleri.
Çalışanlar artık kübiklere sıkışmış değil. Kamusal ve Kurumsal Sosyal Ağlar’la her şey göz önünde. Bilgiler paylaşılıyor, anlık olarak görüşler alınıyor. Çalışanların özel hayatıyla iş hayatları arasındaki ayrımın giderek kapandığı, CIO’ların anlaması gerekenlerin başında geliyor.
2- Yeni Teknolojiler
Büyük Veri Analizi, Bulut Bilgi İşlem, Robotlar, Sosyal Ağlar vs vs… Bunların tümü, artık iş ortamlarında görmeye alıştıklarımızdan sadece birkaçı. Bunların bir kısmını, çalışanların kendileri, kurumun BT mimarisi dışında kurup; özel ya da günlük işlerinde kullanıyorlar. Kurumlar da buna karşı, standart olmayan, fazladan kurulmuş ne kadar yazılım varsa bunları bulup siliyor. Oysa kurumlar bu duruma laboratuar gibi yaklaşıp, bu yeni teknolojileri günlük hayatına aktarmış olan çalışma modelini ve insanını kabul edebilmeli; çalışanlara sorup, yasaklamak yerine bunları onların ihtiyaçlarına göre kullandırmanın olanaklarını yaratmalıdır.
3- Yeni Binyılın İş Gücü
ABD Çalışma Bakanlığı istatistiklerine göre, 2025 yılında iş gücünün %75’i “yeni binyıl”cılardan olacak. Bu çalışanlar kübikleri bilmeyecekler, geleneksel teknolojilerden ve günde 200’den fazla eposta almaktan haberleri dahi olmayacak. Yeni iş ortamlarını yaratacak kişilerin, “ihtiyaçları” olduğundan değil “istedikleri” için burada çalışacaklarını düşünerek, iş koşullarını hazırlaması gerekecek.
4- Mobil
Çalışanların; bulundukları yerin ve zamanın önemi olmaksızın, iş yerlerinde kullandıkları araçlara uzaktan bağlanıp kullanabilir olmaları gerekiyor. İşletmeler masa, iskemle ve telefondan oluşan ofis ve çalışma koşullarını unutmaya başlayıp, bu yeni koşulları sağlamaya doğru yönelirken, çalışanların güvenliği ve özel yaşamlarının gizliliğinin de daha büyük öncelikleri olacak.
5- Küreselleşme
İşletmeler neredeyse sınırsız ve her şeyin bir başka şeyle bağlı olduğu küresel bir dünya da çalışıyorlar. İşte bu yüzden işletmelerin, küresel çalışan havuzları kurup, dünyanın dört bir yanından insanların dağınık takımlar halinde çalışabiliyor olmalarını sağlaması gerekiyor.