Beton dünyada en çok kullanılan inşaat malzemesi; küresel ısınmaya katkısı en yüksek olanlardan biri. Neredeyse sanayi kaynaklı sera gazı salınımlarının onda birini üretiyor. Şimdi yeni bir çalışma, bu salınımların yarıdan çoğunu azaltmanın bir yolunu öneriyor; üstelik sonuçta daha güçlü, daha dayanıklı bir malzemenin de sözünü veriyor.

Bulguların kaynağı; kum, çakıl, su ve çimentonun bir karşımı olan betonun karmaşık yapısının en ayrıntılı moleküler incelemesi.

Kireçtaşı gibi kalsiyum bakımından zengin malzemelerle kil gibi silis bakımından zengin malzemelerin 1500 santigrat derecede, klinker denen sert bir malzeme elde etmek üzere, pişirilmesiyle yapılan çimento, sonra toz haline getirilmek için öğütülüyor. Kireç taşının karbonattan arındırılması ve çimentonun ısıtılması işlemleri de bu malzemelerin sera gazı salmasına yol açıyor.

MIT’de yapılan yeni araştırma, çimentoyu oluşturan kalsiyum-silis oranları azaltılırsa hem sera gazı salınımlarının azalacağını hem de bu çimentodan daha güçlü ve daha iyi bir beton üretileceğini öne sürüyor.

İnsanın barınmasında daha dayanıklı başka çözüm olmadığını; çimentonun oda sıcaklığında 10 saatte, sıvıdan taşa dönen bir malzeme olduğunu vurgulayan araştırmanın yürütücüsü Roland Pellenq ve meslektaşları, her bir silis katkısı için, mevcut kullanımdan farklı olarak 1,7 yerine, 1,5 kalsiyum katkısı oranının büyülü bir sonuç verdiğini keşfetti; çünkü bu yeni moleküler tasarlanmış çimento kırılma ya da çatlamaya karşı mekanik dayanımda normalin iki katı başarılı oldu. Üstelik yeni çimento, karbon salınımlarını yüzde 60’a kadar azaltabilir.

Araştırmacıların şimdiki hedefi moleküler düzeydeki nano ölçekli bu çalışmayı altyapılar, binalar ya da öteki kullanım alanları için uygulanabilir bir ölçeğe çevirmek.

KAYNAK