Kuasarlar evrenin en parlak nesneleri. Yapılarındaki çeşitliliğin sırrı araştırmacıları yirmi yıldır uğraştırıyordu. Araştırmacılar kuasarların iki basit özelliğine bakarak bu sırrı çözdüklerini düşünüyorlar: maddenin kuasarların içinde hangi hızda tüketildiği ve kuasarların hangi yönden göründüğü.
Kuasarlar süper-yoğun karadelikler. Uzak ve yoğun galaksilerin merkezinde bulunuyorlar ve güneşin milyarlarca karı kütleye sahipler. Yıldızları silip süpürürken ve maddeyi tüketirken muazzam miktarda ışık salıyorlar. Bu gökcisimleri hakkında daha önceden yapılan çalışmalar gösteriyor ki fiziksel özellikleri kesin ve düzenli eğilimler gösteriyor. Sözgelimi bir kuasarın boyutu onun kütlesiyle doğrudan ilişkili. Fakat böyle bir eğilim olmasına karşın kuasarlar bilinmeyen bir nedenle görünür ve mor ötesi ışıkta farklılıklar gösteriyor.
Bu gizemi çözebilmek için araştırmacılar Solan Dijital Araştırma programı (Sloan Digital Sky Survey- SDSS) tarafından bugüne dek gerçekleştirilen 20.000 kuasar gözleminin üzerinde çalıştılar. Elde edilen veriler kuasarların görünümünü etkileyen iki temel özellik ortaya çıkardı. Pasadena’daki Carnegie Gözlemevi’den bir gökbilimci olan Yue Shen, “Çalışmamız sonucunda kuasar araştırmalarında yirmi yıldır var olan bir gizemi çözdük,” diyor. İlk etken Eddington limiti: Kuasarın parlaklığı kütlesiyle ilişkilidir. Bu etken maddenin kuasarın içine ne hızda düştüğünü gösteriyor. Bu da aslında uzun zamandır kuasarların görünümünü belirleyen asıl etken olduğundan şüphelenilen bir olgu.
Diğer etkense astronomların kuasara nereden baktığı ki bu da karadeliğe en yakın gaz bulutlarını gözlemlemeyi etkiliyor. Hızlı hareket eden gaz, ışığın dalga boylarında geniş bir yelpazeye neden oluyor. Bu da gök cisminin görünümünü etkiliyor ki, kuasara hangi açıdan bakıldığının önemini bu şekilde anlayabiliyoruz.
Shen’e göre elde ettikleri bulguların kuasar çalışmaları üzerinde büyük etkileri var ve bu bulgular gelecekteki ölçümler için de son derece yararlı olacak.