Yeni bir araştırma görme engellilerin, görme yetisini sonradan kaybedenlere ve görebilenlere göre daha çok kabus gördüğünü ortaya çıkardı: Sağlıklı görme yetisine sahip kişilerde rüyada kabus görme oranı yüzde 6; görme yetisini sonradan yitirenlerde yüzde 7, doğuştan görme engelilerdeyse yüzde 25.

Danimarka’da Kopenhag Üniversitesi ve Glostrup Hastanesi’nde görev yapan, lider araştırmacı Amani Meaidi’ye göre araştırmanın sonuçları; insanların kabuslarının uyanıkken yaşadıkları deneyimlerindeki duyumlarıyla ilişkili olduğunu öne süren önsavı da doğruluyor. Görme engelliler görme yetisine sahip olanlara kıyasla gün boyunca, daha çok endişe verici ya da tehlikeli durumları deneyimliyor.

Doğuştan görme engelli 11, görme yetisini sonradan kaybeden 14 ve sağlıklı görebilen 25 katılımcıyla 4 haftayı aşkı bir süre çalışan araştırmacılar; katılımcıların her gece gördükleri rüyaları anlattırarak kaydettiler. Çalışma sonunda ilginç sonuçlar elde edildi:

Araştırmada, doğuştan görme engelli katılımcıların hiç görsel içerikli rüya görmediği bulundu. Çalışmanın uyanıkken edindiğimiz duyusal girdi ve deneyimlerin rüyalar için belirleyici olduğuna da işaret eden Meaidi, insanların görsel duyu girdisi olmadan da sesler, tatlar, kokular ve dokunmayla çok daha kapsamlı rüyalar gördüğünü; kahvenin dökülmesi ya da arabanın çarpması gibi günlük yaşamda deneyimlenen tehditlerin sık sık işe karışmasıyla, doğuştan görme engellilerin rüyalarının dörte birinin kabuslardan oluştuğunu vurguladı.

Araştırmacılar, rüyalarının yalnızca yüzde 7’si kabuslardan oluşan, görme yetilerini sonradan kaybedenlerin sık sık görsel içerikli rüyalar gördüğünü de açığa çıkardı. Kabus görme oranı yüzde 6 olan görme yetisi sağlıklı olanların rüyalarıysa tümüyle görüntülere dayanıyor.

Bilimciler rüyalarda neyin rol oynadığını bildiklerinden emin değil. Ancak genellikle inanılan o ki, bilgiye dayalı sıralamada; hayatta kalmayla ya da refahla ilgili şeyleri anımsamada rüyalar insanlara yardımcı oluyor; başka bir deyişle, çok duyumsal ve korkunç bir rüya genellikle en önemli ders sayılıyor. Sleep Medicine dergisinde yayınlanan araştırma sonuçları, doğuştan görme engellilerin kabuslar şeklinde gelen bu derslere daha çok gereksinmesi olduğunu gösteriyor.

Çalışmayı yorumlayan Kopenhag Üniversitesinden sinirbilimci Albert Gjedde araştırma sonuçlarının doğuştan kör olanlara kıyasla görme yetisini sonradan kaybetmiş kişilerin neden daha az kabus gördüğünü açıkladığına inanıyor. Doğuştan görme engelli olanlara kıyasla görme yetisini sonradan kaybedenlerin çevrelerini önceden görmüş olmaları, beyinlerinin günlük yaşam etkilerini kabusları aracılığıyla işleme gereksinimini azaltıyor; önceden görmüşlük bulundukları çevrede, örneğin trafikte daha güvenli olmalarını sağlıyor.

Dört rüyadan birinin kabus olması oldukça ürkütücü. Bu yüzden araştırmacılar kabusların doğuştan görme engellilerin yaşamlarını olumsuz etkileyip etkilemediğini de incelemiş. Neyse ki, sonuçlar kabusların anksiyete ya da depresyone neden olmadığını da göstermiş.

KAYNAK