Psychological Science dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, olası bir yeni aşkın ilk etkileri söz konusu olduğunda, gözler gerçekten ruhun aynası olabiliyormuş. Çünkü bu kişiye baktığınızdaki bakış yönü, ilk tepkinizin cinsel arzu ya da romantik aşk olup olmadığının kendiliğinden, bilinçsizce açığa vurulmasını sağlıyormuş.

Araştırmada, karşıcinsel (heteroseksüel) gönüllü deneklere bilgisayar üzerinden, karşıcinsten çekici yabancıların tümüyle giyinik fotoğrafları gösterilmiş. Denekler, her bir fotoğraf için, “cinsel arzu” ya da “romantik aşk” seçeneklerinden artık hangisini hissediyorlarsa, olası en kısa sürede karar vermek zorundaymış. Öte yandan, araştırmacılar deneklerin bakış yönlerine ilişkin göz hareketlerini de kaydetmiş.

Mylene Bolmot ve arkadaşlarının yaptığı araştırmada, deneklerin karar verme sürelerinde önemli bir fark gözlenmemiş.

Ancak! Kaydedilen göz-izleme verilerini inceleyen araştırmacılar, deneklerin baktığı yerde büyük fark olduğunu ortaya çıkarmış. Gönüllü denekler, fotoğraftaki kişiye cinsel arzu duymuşsa, ilkönce gözlerine bakıp, sonra bakışlarını onun vücuduna sabitleme eğilimindeymiş. Romantik aşk hissedenlerse bakışlarını yalnızca gözler ve yüz üzerinde tutmuş.

Araştırmacılar; cinsel arzu ve aşk için, görmeye dayalı bağlanma biçimdeki farkların belirlenmesinin çift terapilerinde kuramsal ve klinik önemi olabileceğini vurguluyor; özellikle de çiftlerden birinin gözü dışardaysa!..

KAYNAK