Belirli bir bakteri türünün farelerde kilo almayı kolaylaştırabildiği, bazı öteki türlerin de genç farelerde beyin gelişimini etkilediği artık iyi biliniyor. Milyarlarca ve milyarlarca mikropla yaşıyoruz. O halde mikroplar insanları da etkileyebilir. ABD Argon Ulusal Laboratuvarı ve Chicago Üniversitesinden araştırmacıların yaptığı ve Science’ta dün yayınlanan bir çalışma; evlerde ve apartmanlarda yaşayan bakterilerin yaşamımızdaki ve çevremizdeki mikroplarla insan arasındaki karmaşık etkileşime ışık tutuyor. Bu mikroskopik ve çoğalma eğilimli toplulukların insan sağlığı, hastalığın tedavisinde ve bulaşmasında önemli bir rol oynadığını düşündüren sağlam kanıtlar var artık.

GÖRSEL: İnsanları bir otele kadar izleyen bakteri toplulukları
Credit:DOE/Argonne National Laboratory

Argon’dan, çalışmanın lideri mikrobiyolog Jack Gilbert’e göre, insanlar kapalı mekanlarda çok fazla zaman harcarken, evimizde yaşayan ve üzerimize yerleşen mikropları anlamak gerekli çünkü bu, 21. yüzyılda insan sağlığını iyi anlamak demek.

İnsanların; evin yüzeyinden ve her bireyin kendi üzerindeki mikrobik topluluklardan ne kadar etkilendiklerini inceleyen Ev Mikrobiyom Projesi toplam on sekiz insan, üç köpek ve bir kediden oluşan yedi aileyi altı hafta boyunca izledi. Çalışmaya katılanlar, içlerinde ve üzerlerinde yaşayan mikrobik toplulukların örneklerini biriktirmek üzere ellerini, ayaklarını ve burunlarını pamuklu çubukla temizledi. Yanı sıra, evin kapıkolları, elektrik anahtarları, yerler, mutfak tezgahı vb yüzeylerinden de örnekler aldı.

Her örnekteki farklı mikrop türlerinin özelliklerini DNA incelemesiyle Argon’da belirleyen araştırmacılar insanların gerçekten de mikroplardan etkilendiğini buldu: Üç aile taşındı! Ama, yeni evin mikrobik toplulukları eskisi gibi barındırır hale gelmesi birgün bile sürmedi. Bireyler arasındaki düzenli fiziksel temas çok önemli: evli çiftin ve genç çocuklarının bireysel mikrobik topluluklarının çoğu ortaktı. Burundan alınan örnekler daha kişiye özgü farklılıklar gösterirken, ellerden alınanlar benzer mikropları içeriyordu. Evde kedi ya da köpekler de yaşıyorsa, içerde ya da dışarıda yaşamalarına koşut, evin içinde daha fazla bitki ve toprak bakterileri bulundu.

Bir keresinde, önce bireylerden birinin elinde, sonra mutfak tezgahında daha sonra da öteki kişinin elinde, enterobakteri denen, olası patojenik bakteri suşunun (hastalığa yol açan bakteri türü) izi sürüldü. Araştırmacılara göre, bu durum, mutfak tezgahının iki insan arasında kesin bir “bulaştırma aracı” olduğu anlamına gelmiyor ama, kesinlikle böyle olduğunun açık bir delili. Ancak, bu durum yalnızca bağışıklık sistemi zarar gördüğünde hastalığa yol açabilir.

Öte yandan ev mikrobiyom çalışmaları adli bir araç olarak da hizmet verebilir. Gilbert, bu çalışmada bir zemin ya da döşemeden alınmış tanımsız örnekte, mikropların hangi aileye ait olduğunu kolayca öngörülebileceklerini söylüyor. Araştırma, bir kişi (ve elbette onun mikropları) evden ayrıldığında, mikrobik toplulukların da bir gün içinde, dikkat çekici biçimde yer değiştirdiğini gösteriyor. Kuramsal olarak kişinin burada yaşayıp yaşamadığı ve en son ne zaman orada bulunduğu da çok iyi bir hassasiyetle tahmin edilebileceğini belirtiyor.

Araştırmacılar, verileri incelemede Argonne Magellan bulut bilgisayar sistemini kullandı. Ek destek de Chicago Üniversitesi Araştırma Bilgisayar merkezi’nden geldi. ABD, Alfred P. Sloan Vakfı tarafından finanse edilen araştırmanın yatırımcıları arasında ABD, Ulusal Sağlık Enstitüsü, ABD Çevre Koruma Ajanjı ve ABD Ulusal Bilim Vakfı da bulunuyor.

KAYNAK

İlgilenenler için bu çalışmanın yayını:
S. Lax, D. P. Smith, J. Hampton-Marcell, S. M. Owens, K. M. Handley, N. M. Scott, S. M. Gibbons, P. Larsen, B. D. Shogan, S. Weiss, J. L. Metcalf, L. K. Ursell, Y. Vazquez-Baeza, W. Van Treuren, N. A. Hasan, M. K. Gibson, R. Colwell, G. Dantas, R. Knight, J. A. Gilbert. Longitudinal analysis of microbial interaction between humans and the indoor environment. Science, 2014; 345 (6200): 1048 DOI: 10.1126/science.1254529