Birine kötü haber vermek zorunda olanların dikkatine!
Rutgers Üniversitesi, Newark’tan iki araştırmacı, başarısızlıklar karşısındaki kalıcı becerinin kötü haberin veriliş şekline bağlı olduğunu buldu.

Kötü sınav notu ya da iş görüşmesinin olumsuz sonuçlanması gibi üzücü haber alınan zamanlarda, insanlar gelecek kez daha iyisini yapacağına hemen karar veriyor. Öte yandan aynı insanlar, aynı ölçüde hayal kırıklığına uğradıkları başka durumlarda, ümitsizliğe kapılabiliyor. Benzer başarısızlıklar nasıl oluyor da farklı tepkiler üretiyor?

Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme’nin (fMRI) kullanıldığı araştırmaya göre, olumsuzluklar karşısında duygularımızın kontrolü azalıyor. Neuron dergisinde yayınlanan çalışma, bu başarısızlıklar oluştuğunda algıladığımız kontrol düzeyinin, beynin kriz yöneten iki farklı bölümünden hangisi tarafından belirlenebileceğini de buldu.

Rutgers Üniversitesinde doktora sonrası araştırmacı olan Jamil Bhanji, “Sınavda başarısız olmuş bir öğrenci düşünün,” diyor, “Sıkı çalışmışsa, farklı çalışmışsa başarısız olduğunu hissetmeyebilir, bu onun kontrolü altındaki bir şey.” Bhanji bu öğrencinin yeni çalışma alışkanlıkları bularak ve bir sonraki sınavda daha yüksek not almak için sıkı çalışarak sorununun üstesinden gelebileceğini söylüyor. Bu durum için fMRI, uyarıları önceki deneyimlere dayanarak yönlendirdiği kanıtlanmış beyin bölgesi olan ventral striatum’da hareketlilik olduğunu ortaya çıkarmış.

Bir başka öğrenci aynı sınavdan başarısız olabilir; ama bunun “Sorular acaip zordu!” ya da “Hoca amma da insafsızdı!” gibi kendinin kontrol edemediği nedenler yüzünden kaynaklandığına inanabilir. Bu kontrol edilemeyen nedenlerin ürettiği olumsuz duygular da, öğrencinin dersten kalmasına bile yol açabilir.

Olumsuz duyguların üstesinden gelmek ve sınıfta daha iyi olmaya odaklanmak çok daha karmaşık bir düşünce sürecini gerektirebilir. Böyle durumlarda, fMRI, beynin, duyguları kalıcı geliştirmek üzere daha esnek biçimlerde düzenleyen bölümü olan ventromedial prefrontal korteks’te (vmPFC) hareketlilik olduğunu göstermiş.

Rutgers Üniversitesinde Yardımçı Doçent olan Psikolog Mauricio Delgado, işi gereği kötü haber vermek zorunda olan insanların bu sonuçları önemsemesi gerektiğini, çünkü haber verenlerin davranışlarının haberin alınış şeklini etkileyebileceğini söylüyor: “Haberi, öğrenciye ‘İşte başarısızlığın!’ diyerek doğrudan iletebilirsiniz,” diyor Delgado, “ama, sonra, ‘Çalışma alışkanlıklarını birlikte gözden geçirmemizi ister misin? Bunu yapmaktan çok memnun olurum.’ şeklinde bir öneri de getirebilirsiniz. Böyle bir destekleyici yaklaşım, öğrenciyi, deneyimlerini kontrol edebileceği ve büyük olasılıkla gelecek kez düzelteceği bir duruma yönlendirir.” Delgado’ya göre bu yaklaşım doğrudan iletilen kötü not haberinin aksine, çok daha yapıcı olabilir.

Öte yandan, Delgado, hedeflerimizde ısrarcı olmamamız gereken zamanlar olduğunu söylüyor: Çünkü ısrar, beyindeki alışılagelmiş tepkilerin kaynağı olan stratial sistemde bir hasara yol açabilirmiş. “Bunu yapabilirim, bunu yapabilirim…” diye düşünmeyi sürdürmek yerine belki de, bunu yapmaktan vazgeçmeliymişiz! “Neden?” derseniz, böyle zamanlarda, başarısızlıkların vmPFC aracılığıyla daha esnek bir şekilde yorumlanması, çok daha yararlı olabilirmiş.

KAYNAK