Yeni geliştirilen bir masaüstü aygıt, sıtma parazitlerinin metalik dışkısından, hastalığı birkaç dakikada tanılıyor.
GÖRSEL: MANYETİK SITMA! Yeni, taşınabilir bir aygıtın içine yerleştirilen mıknatıslar, bir sıtma fare modelinde, mevcut teknolojilerden daha hızlı ve kesin tanı koyuyor.
Mıknatıslar mayalanan sıtma enfeksiyonunu, belirtiler ortaya çıkmadan çok önce, çok kısa sürede ortaya çıkarabilir. Bilimcilerin Nature Medicine’de 31 Ağustos’ta duyurdukları rapora göre, manyetik algılayıcıların, farelerdeki parazitli kan enfeksiyonun başka bir yöntemle “algılanamaz” düzeyini farketmesi yalnızca dakikalar alıyor.
Singapur’da, Nanyang Teknoloji Üniversitesinden, Parazitolog Peter Preiser’a göre, sıtma yüzünden yaşam ve ölüm arasındaki fark birkaç gün olabilir, insanlarda da doğrulanırsa, geliştirdikleri yöntem, kabaca 2 ila 4 gün önceden hastalığı belirleyebilir.
Dünyada, tahminen 207 milyon kişide enfeksiyona yol açan sıtma hastalığı, mevcut iki yöntemden biriyle tanılanıyor. Bir ölçüm çubuğu üzerine serpilen birkaç damla kan, 15 dakika içinde renk kodlu bir yanıt veriyor. Bu hızlı test erken tedavi sağlayabilir; ama parazit düzeyinin düşük olduğu hastalarda, yaklaşık 6 vakadan birinde başarısız oluyor. İkinci yöntemde, uzmanlar, parazitleri mikroskop altında daha kesin gözlemleyebiliyor; ama bu yöntemde de eğitim, donanım ve zamana gereksinme duyuluyor.
Çalışmada araştırmacılar, sıtma enfeksiyonu tanısı için manyetik algılayıcıları kullanmış. Sonuçta, alışıldık mikroskopi yönteminden çok daha iyi bir kesinlikle, sıtma enfeksiyonu beş dakikada tanılanmış. Araştırmacılar, fare kanında, mikroskopla algılanabilen düzeyin beşte bir kadar daha düşük düzeydeki parazitleri saptamış. İnsan örneklerindeki benzer duyarlılık, belirtiler ortaya çıkmadan önce bile algılamaya izin verebiliyor, böylece iyiliştirme başarısında büyük bir şans yakalanmış olur.
Preiser, “Tanı çok geç geldiğinde, sıklıkla hastaneye götürür; sağlık giderleri giderek büyür, üstelik bunca harcamaya karşın hasta ölür.” diyor.
Aygıtın işleyişi, kırmızı kan hücrelerinin doğasında bulunan manyetizmaya dayanıyor. Her hücre, demir tabanlı protein olan hemeglobinle dolup taşıyor.
Çalışma ekibinden; Singapur’daki, MIT Alliance for Research and Technology’de mikromekanikçi olan Weng Kung Peng, kan dolaşımına giren sıtma parazitlerinin, proteini, hemozine denen nano boyutlu kristallere dönüştüren hemoglobine saldırıp, tıkınmaya başladığını söylüyor; nanokristallerin, parazitlerin kırmızı kan hücrelerinde bulunduğunu açığa çıkaran manyetikliğini arttırdığının altını çiziyor.
Çalışmayı okuyup yorumlayan, Harvard Üniversitesinden biyotıp mühendisi Hakho Lee, küçük aygıtın hem sahip olduğu mikrolelektronik özellikleriyle hem de doğal nanoparçacıkları izleyebilir olması nedeniyle yenileşimci olduğunu vurguluyor.
Buluş’un esin kaynağı, bileşiklerin kimyasal ve fiziksel özelliklerini incelemede manyetik alanları kullanan nükleer manyetik resonans (NMR) aygıtlarıymış. NMR aygıtlarının giderek küçülmesinden yola çıkan araştırmacılar, cihazın avuç içi boyutlu bir prototipini de geliştirmiş. Yeni prototip, 10 mikrolitre’den oluşan çok küçük miktardaki bir kan örneğinde bile, 100’den daha az sayıdaki sıtma parazitini algılayabiliyor.
Bundan sonraki adım, bu yöntemin insanlarda denenmesi olacak.