Görmek için bize gereken ilk şey ışık. Işık dendiğinde akla gelen de elbette Güneş’ten gelen ışık. İnsanlar binyıllar boyu geceleri Güneş’ten gelen ışığın yerine koymak için çeşitli ışık kaynakları kullandılar. Güneş ışığı Dünya’daki pek çok canlıya hayat kaynağı oldu. İnsan da kuşkusuz Güneş ışığından yararlanan canlıların başında geliyor. Kulaklarımızın ya da burnumuzun bize aktardığı bilgilerdense gözlerimizin beynimize ulaştırdığı veriler, kısacası görme duyumuz hayvanların birçoğunun aksine insanda daha başat. Evrimsel gelişmemiz dış dünyayla duyularımız aracılığıyla bağ kurmamızı sağlamış.

Görme duyumuz yalnızca biyolojik gelişmeye neden değil elbette. Kültürel gelişmemizi ve uygarlığımızı da ışığa borçluyuz. Çevre koşullarının da buna göre olduğu da bir başka gerçek. Gözlerimizin belli bir dalga boyundaki ışığı görebilmesi biraz da Dünya’nın atmosferinin getirdiği bir durum. Atmosfer, insan ışık ilişkisinde önemli bir rol oynuyor. Dünyamızı çepeçevre saran hava tabakası Güneş’ten gelen ışığı daha farklı görmemizi, renkleri algılamamızı sağlıyor.

Sabah tan sökümü sırasında ya da akşam gurup vakti gökyüzünü kırmızı, turuncu ya da benzer renklerde görürüz. İlerleyen saatlerdeyse gökyüzü mavidir. Bunun nedeni ışığın atmosfere farklı açılarla girmesi, atmosferde süzülmesi, kırılması, bir kısmının uzaya geri yansıması gibi nedenler. Elbette gözlerimizin bu işlemleri fark edebileceği ölçüde görünür ışığı algılayabiliriz. Görme olayı, elektromanyetik dalgaların gözümüzün retina tabakasındaki sinir uçlarını uyarması sonucu gerçekleşiyor.

Retina, gözün ışığa duyarlı ve görme alıcılarına sahip olan tabakası. İki tür olan bu alıcıların kimileri koni kimileriyse çubuk biçiminde. Çubuklar, görünür ışığın tüm dalga boylarına duyarlılar ve aydınlığı karanlıktan ayırmamızı sağlıyorlar. Eğer retinada yalnızca çubuk tipi alıcılar olsaydı doğayı yalnızca siyah ve beyaz olarak algılardık. Koni tipi alıcılar da çubuklar gibi görünür ışığın tüm dalga boylarına karşı duyarlılar. 0.4-0.7 μm arasındaki dalga boylarına karşı gelen Güneş radyasyonu koni tipi alıcılar tarafından sinir sistemi yoluyla beyne iletilir. Bu iletiyi renk duyusu olarak algılarız. 0.4 μm’den daha kısa veya 0.7 μm’den daha uzun dalga boyları insan gözü için renkli görme yetisini harekete geçiremez.