Bilimciler radar uyduları kullanarak okyanus tabanının yeni bir haritasını yaptı. Sonuçlar okyanusun en derin sırlarını açığa çıkarıyor. Bu çığır açan harita daha önce hiç görülmemiş yanardağları, gölleri, dağları, çukurları hatta kanyonları açığa çıkardı; Bu haliyle harita kıtaların nasıl şekillendiğine ve denizin altında nelerin yattığına ilişkin bilimsel tartışmaları oldukça alevlendirecek gibi görünüyor.

GÖRSEL: Çalışma ekibinden David Sandwell’e göre haritada çok açıkça görülebilen bu tür doğal yapılar aslında, gezegendeki en yaygın arazi şekli olan abisal tepeler.
CREDIT: David Sandwell, SIO

Gerçek şu ki, aslında Mars’ın yüzey betimini kendi okyanuslarımızınkinden daha iyi biliyoruz. Science dergisinde yayınlanan yeni haritadan bulgular okyanusun sırlarına ışık tutacak. Çünkü harita okyanus tabanının sırtlarını şekillendiren levha tektoniğinin şimdiye dek elde edilmiş en açık görüntüsünü ortaya koyuyor.

Yeni harita okyanus tabanının 1997’de oluşturulmuş son haritasından iki kat daha hatasız; ve insanlar tarafından şimdiye dek keşfedilmemiş ya da haritalanmamış okyanus tabanının yüzde 80’inden bir kısmını keşfetmek üzere bilimcilere katkı sağlayacak. Daha şimdiden Avustralya, Sidney Üniversitesinden Dietmar Muller tarafından yapılmış yeni bir araştırma, Meksika Körfezi’nde yaklaşık 150 milyon yıl önce çökel katmanlarının altına gömülmüş eski sırtı; yanı sıra da Afrika ve Güney Amerika’nın ayrıldığı yerdeki kırılma bölgesini açığa çıkardı bile.

Harita, okyanus tabanında yükselen, daha önce hiç görülmemiş, denizdağı denen binlerce dağı da gösteriyor. Bu denizdağları bir zamanlar etkin yanardağlardı. Dağlar deniz yatağı boyunca yaklaşık 1 km yayılıyor, okyanus tabanından 2 km yükseliyor. Bu ulu deniz dağları deniz yaşamı için bir “sıcak nokta”. Bunların yerinin bilinmesi koruma yönetimine katkı yapabilir.

Geçmişte, okyanus tabanı gemilerin kullanıldığı yavaş ve pahalı bir yöntemle, derinlik araştırmalarıyla haritalandırılmıştı. Bu yeni çalışmada bilimciler haritayı Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA), Yer’in çekim alanını haritalandıran CryoSat-2 uydusundan ve NASA’nın okyanusları izleyen Jason-1 uzay aracından gelen verilerden üretti. Her iki uydu yerçekim sinyallerini kullanarak okyanus yer betimini ölçebilen radar yükseklikölçerlerle donatılmış. Okyanus yüzeyi Yer’in çekim alanına ayna tutuyor: yerçekimi denizdağlarının üzerinde hafifçe artarken, çukurların üzerinde azalmış.

Araştırmacılar, verileri topladıktan sonra, deniz yerçekim modelini oluşturmak üzere bilgisayar programı kullanmış. Yeni veri çok yararlı olacak: Büyük ölçüde Google’ın okyanus haritalarının en son versiyonunu oluşturmakta kullanılacak; ya da pek çok bilimciye bilinmeyen bölgeler hakkında bilgi verecek.

ABD, Ulusal Bilim Vakfı (NSF) Okyanus Bölümünden program yöneticisi Don Rice’a göre deniz tabanının bölgesel jeofiziksel işleyişi ve yüksek çözünürlüklü keşifleri için, araştırma ekibi çok güçlü bir araç ortaya çıkardı. Bu yeni araç sayesinde bilimciler çözülmemiş soruları yeniden ele alabilecek ve geleceğin keşiflerine odaklanabilecek. Araştırmacıların bundan sonraki hedefiyse modelin çözünürlüğünü daha iyi hale getirmek ve bu göreve adanmış bir uyduyla daha öte keşifler yapmak.

KAYNAK