Renk körlerinin renkleri nasıl gördüğü kadar, insanların aynı renkleri görüp görmediği tartışma konusu iken, “normal” insanın ötesindeki renkleri gören “mutantlar” hangi renkleri görüyor?
İnsanlar, renkleri gözdeki milyonlarca koni biçimle hücre sayesinde görüyor. Normal gören insanlarda, üç tip koni hücre 1 milyon rengi birbirinden ayırmaya yarıyor. Bazı kuşlar, balıklar, böcekler ve kertenkele türlerinde ise renk algısını Morötesi sınırına çeken 4. tip bir koni hücre var. Memeli evriminde bu 4. tip hücre neredeyse silinmişse de az sayıda 4. tip koni hücrenin var olduğu tespit edildi. Bu genetik varyanta sahip olma durumuna tetrakromasi deniliyor. Ve Avustralyalı ressam Concetta Antico’da tetrakromasi olduğu 2012 yılında tespit edildi.
Bugünlerde Kaliforniya’da yaşayan Antico, izlenimci (empresyonist) bir ressam. Yani gördüklerini gördüğü biçimiyle, gerçekçi bir yaklaşımla değil, ışık ve renk oyunları içerisinde görsel izlenimler biçiminde yansıtmayı tercih ediyor. Böylece renkleri kompozisyonlarına dinamik öğeler halinde yerleştirebiliyor. Concetta Antico’nun renkleri görme biçimi ile sanatta tercih ettiği tarz arasında bir uyum var. Dahası renkleri görüş şeklini de bu tarzı ile ifade ediyor. Çizdiği nesne (Antico’nun görme özelliğini taşımayan kişiler için) tek renk bile olsa, Antico bir mozaik içerisinde bir dizi renkle nesneyi betimliyor.
Kırmızı ve yeşil renk için koni hücreleri X-kromozomunda yer alıyor. Dahası tetrakromasinin ortaya çıkması için gerekli bireysel genetik varyasyonların ortaya çıkması için ilgili genlerden iki kopya gerekiyor. Hal böyleyken, erkeklerde yalnızca bir tek X-kromozomu olduğundan, tekrakromat yani dört tip renk genini taşımak yalnızca kadınlara nasip oluyor. Dolayısı ile ilgili renk genlerinde sorun olursa, renk körlüğü oluşursa erkeklerde yedek destek genleri de olmuyor. Kadınlarda ise renk körlüğü olması için iki kopya gen gerekiyor.
Tetrakromatlar renklerin yer aldığı elektromanyetik spektrumda geniş bir aralığa hakimler; yine de görme işlemi büyük ölçüde beynin içinde gerçekleşiyor. Göz bilgiyi (ışığı) alıp, işlemesi için beyne aktarıyor. Tetrakromatlar ve normal, yani trikromatlar arasında bilgiyi işlemede temelde bir farklılık yok. Yine de eldeki veriler, odaklanılarak çalışılırsa renk algısının da genişletilebileceğini gösteriyor.
Dolayısı ile Antico’nun bir ressam oluşu ileri renk algısına katkıda bulunmuş olabilir. İnsanlardaki bu durum o kadar nadir görülüyor ki yeterince incelenemedi, dolayısı ile tetrakromatları incelemeden insanların tüm potansiyelini bilmek zor.
Kimlerde tetrakromasi olduğunu anlamak da zor, ne de olsa çoğu renk testi trikromatlar için hazırlanmış. Gerçi, genetik incelemeler Antiko’da gerçekten dördüncü tip koni hücre olmasını sağlayacak ilgili genetik varyasyonlar olduğunu doğrulamış durumda. İşin acı kısmı, bu mutasyon sayesinde Antico olağanüstü bir renk skalasını görebilse de Antico’nun kızı aynı gen seti yüzünden renk körü.
Ressam Antico da insanlardaki tetrakromasi incelenmesi için uzmanlarla yakın çalışma içerisinde. Bu durumun daha çok anlaşılması, renk algısı ile ilgili sinir yollarının nasıl geliştirileceğinin tespit edilmesi ile başkalarının da görebileceği renk miktarı artabilir.
Concetta Antico’nun işleri ve durumu hakkında daha çok bilgiyi web sayfasından edinmek mümkün.
Kaynak:
http://www.iflscience.com/brain/tetrachromacy-allows-artist-see-100-million-colors