Uygarlık, uygarlık tarihi, medeni, medeniyet gibi sözcükler kullanıyoruz. Bu sözcükler insanlığın geldiği belli bir kültürel düzeyi işaret ediyor. Peki, bu sözcüklerin kökeninde insanın yerleşik yaşama geçip, kentler kurması olduğunu biliyor muydunuz? Orta Asya’da göçebe hayatı süren Türk boyları arasında yerleşik hayata geçen ilk boy Uygurlardı. Biz de bugün uygar sözcüğünü onları anarak kullanıyoruz.

Benzer biçimde “medeni” sözcüğü de Medine kentinin adından geliyor. Göçmen bedeviler olarak yaşayan Araplar, ilk kez Medine kentini kurduktan sonra yerleşik ve düzenli bir yaşayışa geçmişler. Bu yüzden Medine halkına, uygar anlamına gelen medeni denmeye başlamış. Yalnız bir uyarı yapalım. Aklınıza hemen bugünkü Medine kenti gelmesin. Arapça’da Medine, kent, yurt, ülke anlamına gelir. İslamın ilk yıllarında adı Yesrib olan kent, Hazreti Muhammed tarafından sonradan “Medinet ül Münevvere ( Aydınlanmış Kent)” olarak adlandırılmıştı. Zamanla bu ad yalnızca Medine olarak anılmaya başladı.

Benzer bir olguyu Latince’de de görüyoruz. Civitas olarak adlandırılan Roma kentlerinden yola çıkarak, “civil (kentli, uygar)” ve “civilisation (uygarlık)” sözcükleri türetilmiş.