Bir roketin dışına bağlanarak uzaya gönderilmiş olan DNA, kalkış, uzayda gezinti, atmosfere giriş ve iniş aşamalarının hepsini atlatarak Dünyaya sağlam şekilde dönmeyi başardı.
PLOS ONE’da yayınlanan araştırmanın sonuçları, yaşamın uç noktalardaki zorlu şartlara nasıl uyum sağlayabileceğinin bir kanıtı olarak görülüyor. Araştırma makalesinin yazarları Zürih Üniversitesi’nden Prof. Oliver Ullrich ve Dr. Cora Thiel, deneyi asıl olarak biyo-işaretleyicilerin uzay uçuşları sırasındaki dayanıklılıklarını ölçmek üzere tasarlamış. Ancak DNA’nın bu oranda sağlam ve aktif durumda geri dönebileceğini hiç ummuyorlarmış ve sonuçlar karşısında oldukça şaşırmışlar.
Bulgular, Dünyadaki yaşamın kaynağının dünya dışı kaynaklı olabileceği ya da tersi şekilde Dünyadan ayrılan uyduların da başka gökcisimlerine hayat taşımış olabileceği görüşüne önemli bir destek oluşturuyor.
DNA örneklerinin doğrudan dışına yerleştirildiği TEXUS-49 kodlu görev kapsamında İsveç’ten fırlatılan roket kalkış sırasında 13,5 g, inişte ise 17,6 g eşdeğeri bir kuvvete maruz kalmıştı. İniş sırasında roketin dışındaki sıcaklığın 1000 santigrat dereceye ulaşmış olduğu açıklandı. Araştırmacılar inişin hemen ardından DNA’nın uğramış olduğu parçalanma ve bozunma derecesini incelemeye başlamışlar. Sonuçta DNA’nın yüzde 53 ‘ünün uçuştan kurtulduğunu, yüzde 35’inin ise tam olarak işlevsel olduğunu görmüşler.