Uzun yaşamın sırrı genlerimizde yazıyorsa, bunu keşfedeceğiz diyor bilimciler.

110 yaşın üzerindeki kişilerin genomları üzerinde uzun yaşam genlerini araştıran araştırmacılar, genlerde saklı ipuçları olduğunu açıkladı. PLOS ONE’da yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar 110 yaşın üzerindeki 17 kişinin genomunu ortaya çıkardı.

Çalışmanın yazarlarından Stanford Üniversitesi Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Prof. Stuart Kim, bu kişileri, diğer herkesten ayıran çok belirgin farklılıklar olduğunu açıklıyor. Çalışmaya katılan ve 106 yaşına kadar çocuk doktoru olarak çalıştıktan sonra 116 yaşında ölen Leila Denmark’ın, diğer kişilere göre daha yavaş bir saati varmış gibi olduğunu söylüyor.

Ancak, araştırmacılar kontrol genomlarından farklı olarak nadir bir gen ya da gen farklılığına dair bir iz bulamadılar. Buna rağmen uzun yaşam için ortaya çıkarılması kolay olmayan genetik bir etken olduğuna inanılıyor.

Uzun yaşam genine dair bulunan en güçlü aday, kontrol grupları ile karşılaştırıldığında 110 yaşın üzerinde yaşayanlarda en kuvvetli protein değişim varyantlarını gösteren transkripsiyon faktör geni TSHZ3. Ancak 98 ve 105 yaş arası kişilerdeki gene bakıldığında, farklılık bu kadar belirgin değil.

Çalışmanın halka açık olması da önemli. Araştırmacılar çalışma sonucu elde edilen verilerin dünya çapında kullanılmasını istiyor çünkü diğer çalışmalarla birleştirildiğinde 110 yaşın üzerinde yaşayanlar ve bizler arasındaki farkların ortaya konulabileceğine inanıyorlar.

Çalışmada karşılaşılan ilginç verilerden biri de, yaşlılardan birinin kalp krizinden ani ölüme neden olduğu bilinen bir genetik mutasyon taşıdığı. Ancak bu mutasyon kişinin 110 yıllık yaşamında ölümcül bir kardiomiyopatiye neden olmadı.